Geçen hafta sonu Feshane’deydik. İstanbul’da faaliyet
gösteren Trabzon derneklerinin üst kuruluşu statüsünde iki federasyondan biri
olan Trabzon Federasyonu’nun düzenlediği Trabzon Günleri etkinlikleri
İstanbul’da yaşayan Trabzonluların olağanüstü ilgisine sahne oldu. İstanbul’da
uzunca bir süredir Trabzon’la ilgili bu çapta bir organizasyon düzenlenmemişti,
bu organizasyonun da nasıl geçeceği merak konusuydu. Fakat perşembeden
başlayarak pazara kadar devam eden etkinlikler özellikle cumartesi ve pazar
günleri izdihama dönüştü. İnsanlar orada dört gün boyunca memleketlerini
yaşadılar ve teneffüs ettiler. Bu kadar büyük bir ilgiyi sanırım kimse
beklemiyordu.
Trabzon dışında yaşayan milyonlarca Trabzonlu var, bunların
da hatırı sayılır bir miktarı İstanbul’da bulunuyor. Bu Trabzonlular, hem
memleketlerine hem de takımlarına Trabzon’da yaşayan Trabzonsporlulardan daha
fazla aidiyet besliyorlar. Gurbet sosyo-psikolojisini göz önüne aldığımızda bu
da anormal bir durum değil. Bu açıdan bakıldığında, Trabzonspor taraftarının
çoğunluğunun il dışında yaşıyor olması pek de dezavantaj gibi durmuyor. Çünkü
büyük şehirde insanlar kimlik ihtiyacını daha fazla hissediyorlar ve memleket
kimliği ile kulüp (Trabzonspor) kimliği birbirini besleyerek canlı tutuyorlar.
Kemençenin, horonun, kolbastının, hamsinin, tereyağının ve dahi pek çok şeyin
izini takip ettiğinizde yolunuz Trabzonspor’a çıkıyor. Trabzonlular birkaç
nesildir gurbette yaşıyor olmalarına rağmen ne takımlarından vazgeçiyorlar ne
de yöresel kültürlerinden…
Trabzonlular oradaydı; ya Trabzonspor?
Herkes her fırsatta Trabzon şehrinin takımı taşıyamadığını,
takımın şehre büyük geldiğini söylüyor. O halde yükü gurbette yaşayanlar
sırtlamalıdır. Bunun yolunu açacak olan da en başta Trabzonspor’u
yönetenlerdir. Pekâlâ, hafta sonu Trabzonlular Feshane’de birbirini çiğnerken
Trabzonspor neredeydi? Evet, etkinliğin her tarafında hâkim renkler bordo
maviydi ama Trabzonspor resmi anlamda ortalarda görünmüyordu. Sadece Gurbetçi
Gençler taraftar grubu genişçe bir stand açmıştı ve etkinlik boyunca ortamı
hayli renklendirdiler sağ olsunlar.
Bu eksiklik organizasyonu tertip eden Trabzon Federasyonu’na
mı aitti yoksa kulübe mi bilmiyorum ama kulüp yönetiminin böyle eksikliklerde
sabıka dosyası hayli kabarık olduğu için kuşku ve düşüncelerimiz onların
üzerinde yoğunlaşıyor. Rakip takımların başkan ve yöneticileri ülkenin en ücra
köşelerinde taraftar derneği ya da lisanslı ürün mağazası açılışlarına
katılırken Trabzonspor’u yönetenlerin benzer konulardaki kayıtsızlığını akıl
almıyor.
Trabzonspor, Türkiye’de kurulu düzende bir çıkıntıdır ve
sistem de onun başarısından pek memnun kalmıyor olabilir. Bir yandan legal
çerçevede bu durumla mücadele ederken öbür yandan da mevcut potansiyeli
maksimum düzeyde harekete geçirmek gerekiyor. Tamam, ağlamak güzeldir belki ama
hayat gülenden yanadır her zaman.
27.02.2013 Taraf