Trabzonspor’un iyimserleri, geçen hafta sonu oynanan
Kayserispor maçındaki futbolu pek bir beğendiler. (İlk cümle iki boyutlu yazı
ortamında bıyık altından gülme iması çağrıştırabilir, ilgisi yok. Dostlar
alınmasın) Galip gelinememesini ise tamamen şansızlığa bağladılar. Biraz da
hakemin yanlış kararlarına.
Doğrusu biz pek de öyle düşünmüyoruz. Kayseri kendi ceza
alanına iyice gömülü oynadığı dakikalarda Trabzon özellikle uzaktan şutlarla
gol aradı ve üç topu da direğe nişanlama başarısını gösterdi. Hâttâ bir
tanesinde forvet oyuncusu Henrique olmazı başardı ve bir metre mesafeden
kalecinin üzerine vurdu topu. “Ne var bunda? Gol kaçabilir, dünyanın en büyük
golcüleri de kaçırıyorlar” savunması hamasetin dikâlâsıdır, kimse kusura
bakmasın. Futbolun temel eğitimini almış her forvet oyuncusu orada gözü kapalı
vaziyette yapması gerekeni yapar, bunun için de efsane golcü olmaya falan gerek
yoktur.
Kayserispor’un gömülü oynadığı dakikalarda uzaktan gelen
şutların direklerde patlaması, bizim iyimserleri Trabzonspor’un iyi oynadığı
şeklinde bir yargıya sevk etti. Halbuki kendi yarı alanından çıkıp rakibinin
üzerine gidince bunaltıcı bir baskı kurdu, ev sahibine sıkıntılı dakikalar
yaşattı.
Hasıl-ı kelâm, Trabzonspor’da saha içinde işler pek de iyi
gitmiyor. Bunlar kaliteli bir makinenin çarklarının dişlilerindeki bir
uyumsuzluktan kaynaklanıyor da usta başı dişlileri yerine oturtmaya çalışıyorsa
ve başardığı takdirde makine tıkır tıkır çalışmaya başlayacaksa amenna. Camia “sabır
acı meyvesi tatlı” der ve bekler. Fakat makine umutsuz vaka ise işler fena
karışır.
Pekâlâ, saha dışında neler olup bitiyor? Mali kongre yapıldı
ve yönetim ibra edildi. Zaten aksi düşünülemezdi, birkaç sene önce Trabzonspor
delegesi mevcut yönetimi ibra etmeyerek büyük bir ayıba (!) imza atmıştı.
Seçmenin önüne etmek ya da etmemek gibi iki seçenek koyduktan sonra birini
tercih etmesinin neresi ayıp ve yanlış oluyor anlamış değilim. Gelecek
kuşaklara demokrasi dersi niyetine okutulacağından zerre miktarı kuşkum bulunmuyor.
Daha daha ne var ne yok; İstanbul ve civar illerdeki Trabzonspor
taraftarı hafta sonu Olimpiyat Stadı’nı doldurmak ve gövde gösterisi yapmak
için harıl harıl hazırlanıyor. Bu Olimpiyat Stadı en çok Trabzonspor’un işine
yarıyor. Günler, hâttâ haftalar öncesinden başlayan bir hazırlık süreci, maça
gidiş, muhteşem kalabalık, tribün gösterileri, maçtan dönüş, sonra haftalar,
hâttâ aylarca süren hikayeleri, gurbetteki Trabzonsporlunun taraftarlık duygusu
ve bilincini pekiştiriyor, diri ve canlı tutuyor. Bu atmosferde de maçın skoru
bir ayrıntı olarak kalıyor. Aradaki Kasımpaşa maçı bile.
Trabzonspor’un o statta yaptığı gövde gösterilerinden sonra
düşüşe geçtiği, o maçların her açıdan bir tür zirve olduğu yönünde bir takım
şüphelerim var ama bu konuda kafa yormak için önümde halihazırda yeterli veri
yok. Büyük ihtimal aralarında hiçbir korelasyon yoktur da ben
evhamlanıyorumdur. İnşallah öncesi,
esnası ve sonrasıyla seyre değer bir futbol müsabakası olur.
12.12.2012 Taraf
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder