Trabzonspor taraftarının ezici çoğunluğu büyük ölçüde ülkede
var olan göç olgusundan kaynaklanan sebeple şehir dışında yaşıyor. Dünyada
bunun başka örneği var mı bilmiyorum. Olsaydı belki oralardan çıkarılabilecek
örneklerle başarı için bir yol haritası oluşturulabilirdi.
Elbette şehirde yaşayanla şehir dışında yaşayan taraftarın
Trabzonspor’a bakışı ve tutkusu farklılık arz ediyor. Geçtiğimiz günlerde
gözlemlediğimiz sıcak ve çarpıcı bir örnekle açıklamaya çalışalım:
Trabzon’un merkezinde doğan ve liseyi orada bitirdikten
sonra İstanbul’da üniversite okuyan genç bir arkadaş geçtiğimiz günlerdeki
sohbetimizde şunları söyledi. “Ben Trabzon’dayken nasılsa takım burada,
tesisler burada, istediğimiz zaman antrenmana da gideriz, maça da gideriz
şeklinde bir kanıksamışlığım(ız) vardı. Şehirden ayrıldıktan sonra durum çok
değişti. İstanbul’da geçirdiğim dört senede, sanırım Trabzon’da gitmediğim
kadar buradan maça gittim”
Memleketi ve memleketiyle özdeşleşmiş kulübünden uzakta,
üstelik diğer kulüp taraftarlarının çoğunlukta olduğu yerlerde insanların daha
hassas ve daha tutkulu olmaları normaldir. Biz de Amerika’yı yeniden
keşfettiğimizi iddia etmiyoruz ama Trabzonspor’u yöneten kadrolar bu gerçeği
bugüne kadar görmediler ya da göremediler ne yazık ki. Trabzonspor’un
rakiplerine baktığımızda taraftarın demografik dağılımı farklıdır. İstanbul’un
üç büyük kulübünün de, Anadolu’nun Trabzonspor dışındaki tek şampiyonu
Bursaspor’un da kendi şehirlerinde, kulübe gerekli beslemeyi yapacak yeterli
taraftar çoğunlukları mevcuttur.
Trabzonspor, güçlü rakipleriyle baş edebilmek için
“dışarıdaki” taraftar potansiyelinden maksimum faydayı temin edebilmenin
yollarını aramak ve bulmak zorundadır. Başta nüfusunu göç verdiği büyük şehirler
olmak üzere, nerede taraftarı varsa oralara gidip onlarla sıcak iletişim
kurmak, kulüple her türlü bağlarını güçlendirmelidir. Bu da yetmeyecek, uzak
diyarlarda ezici çoğunlukların arasında tek başına Trabzonspor sevdasını
yaşatan kahramanlara da ulaşıp, hem onlarla gönül köprüsü kurmalı hem de
onların hikayesini herkese duyurarak kendine özgü bir kulüp kültürü
oluşturmanın temellerini atmalıdır. Madem Trabzonspor taraftarın demografik
dağılımı açısından dünyada eşi benzeri bulunmaz ya da zor bulunur bir kulüptür,
bu gerçekten hareketle yine eşi benzeri bulunmaz ya da zor bulunur bir kurum
inşa ederek istikbal ve mevcudiyetini kayıp kupaların peşinde koşarak korumak
zorunda kalmamayı başarabilir.
Bunun yazıldığı kadar kolay bir şey olmadığının da bilincindeyiz
elbet. Fakat milyonlarca Trabzonsporluyu Trabzon’a toplamaktan (!) ya da
Trabzonspor’u İstanbul’a taşımaktan daha mantıklı ve realist olduğu da sanırım
takdir edilecektir. Birincisi ironiydi, fakat ikincisi yani İstanbul’a taşıma
fikri ciddi ciddi konuşuluyor bazen. Asla ve kat’a. Biz gurbet ellerde
Trabzonlu ve Trabzonsporlu kimliğimizi koruyabiliyoruz. Fakat Trabzonspor
Trabzon’da olduğu için koruyabiliyoruz.
12.09.2012, Taraf
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder