Trabzonspor’da Elazığ yenilgisi sonrası Güneş’in istifasıyla
başlayan kaos yazıyı yazdığımız saatler itibariyle sürüyor ve kolay kolay
bitecek gibi de görünmüyor. Güneş’in istifası, akıbeti belli olan hastanın
yakınlarının bu akıbeti zihinlerinde sürekli ötelemelerinden dolayı yine de şok
etkisi yaptı, feryat figan arşu âlâya yükseldi. Tecrübeli hoca, olmayan bir
yönetime istifasını sundu, olmayan yönetim bu istifayı yıldırım hızıyla kabul
etti ve yöresel bir türküde söylendiği gibi daha canı çıkmadan tabutu bağlandı.
Yerine Tolunay Kafkas getirildi.
Beterin beteri misali, taraftar bu hazin sona üzülmeye doğru
dürüst fırsat bile bulamadan daha sarsıcı bir haberle alt üst oldu. 1461’in iki
değerli oyuncusu Rizespor’a satılmışlardı!.. Camia, 1461’de Trabzonspor efsanesinin başlangıç dönemini görüyor, hem
nostalji yaşıyor, hem “bir daha neden olmasın?” diye umutlanıyor ve kendine
bile itiraf edemese de Trabzonspor’un yerine onu koymaya hazırlanıyordu. En
kötü ihtimalle orada sivrilen yetenekli gençlerin Trabzonspor’a faydalı
olacağına kesin gözüyle bakıyordu.
Bir kulübün başarısı öncelikle yönetime bağlıdır ve teknik
direktör kariyeri ne kadar parlak olursa olsun bir bağımlı değişkendir.
Başarısız ve uyumsuz bir yönetimle asla başarılı olamaz. Güneş’in başını yakan
da bu gerçek oldu bize göre. Tolunay Kafkas ya da bir başkasının da akıbeti
farklı olmayacaktır. İşler rast giderse Türkiye Kupası kazanılabilir, kan
değişikliği etkisiyle ligde de iç ferahlatıcı birkaç sonuç alınabilir. Ama
hepsi o kadar. Şapkadan çıkacak hiçbir tavşan sadra şifa olmayacaktır.
Trabzonspor’un esas problemi yönetimdir. Travmanın etkisiyle
gözden kaçtı sanırım. Güneş istifa etti, istifa kabul edildi. Kim tarafından? Yönetim kurulu acilen toplantı mı yaptı da
bizim haberimiz olmadı? Ya da toplantı halinde kulakları kirişte istifayı
mı bekliyorlardı?
Güneş’in hataları elbette vardır. Belki en büyük hatası da
gücü olduğu halde yönetime karşı gerekli tavrı takınmayışıdır. Fazlaca alaturka
bir tavır olsa da tatsız bir yenilgi sonrası Galatasaray teknik direktörü Fatih
Terim’in basın toplantısında emrinde çalıştığı yönetime fena bozuk atması
sonucu neler oldu hep birlikte gördük. Galatasaray yönetimi Terim’e “Maaşlı
çalışanımsın. Haddini bil, yoksa bildiririm” dedi ya da diyebildi mi? Tabii ki
diyebilirdi ama Türkiye pratiğinde bunun faydasından çok zararı olurdu kulübe.
Güneş de benzer bir tavır takınabilseydi yönetimi hizaya da
sokardı, yapısını da değiştirebilirdi. Yapmadı ya da yapamadı. Sonuç ortada.
Görevi başındayken sembol kişiliği ve efsane kimliğiyle yönetime kalkan olan
Şenol Güneş artık yok ve 1461’in futbolcularını satar satmaz taraftar derhal yönetime
yüklenmeye başladı. Artık istifa nidaları yükseliyor.
Trabzonspor camiası içinde kulübü sağlıklı bir şekilde
yönetecek kişiler de vardır, en az Şenol Güneş kadar başarılı kılacak teknik
direktör adayları da. Ve tabii futbolcular da. Hele bir sular durulsun bakalım.
30.01.2013 Taraf
30.01.2013 Taraf
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder