Geçen hafta sonu Süper Lig’de oynanan karşılaşmalardan sonra
şampiyon belli oldu. Galatasaray 19. şampiyonluğuna ulaştı. Zaten beklenen bir
şeydi ve geçen seneki aksiyon (!) sahneleri yaşanmadı, bir iki istisna dışında.
Derken, AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’in bir
tweeti gündeme düştü. Şöyle diyordu sayın bakan: “Tebrikler Galatasaray
Şampiyon Cimbom'luları kutluyorum. Bir İstanbul sevdalısı olarak şampiyonluğun
şehrimizde kalmasına sevindim.”
Doğrusu biraz garip bir tweetti bu. Şampiyonluğun
İstanbul’da kalacağı haftalar öncesinden belliydi. İstanbul dışına çıkmaya
hiçbir zaman pek hevesli olmadığı da. Sonra İstanbul sevdalısı olmakla
şampiyonluğun şehirde kalması arasındaki ilişki? Şampiyonluğa ambargo koymuş
kulüplerin iddia ettikleri gibi 25’er milyon taraftarları varsa, bu
taraftarların hepsi şehirde mi yaşıyordu? Anadolu’nun Trabzon hariç her
vilayetinde şampiyonluk doyasıya kutlanıyordu her zaman.
Sayın bakan elbette bunları çok iyi bilirdi bilmesine de;
onun muradı başkaydı. Şehremini olmayı düşündüğü İstanbul’a selam gönderiyordu
o. İyi de hangi İstanbul’a? İstanbul’da taraftarlık fanatizmini bastıracak bir
şehir aidiyeti var mıydı ki. Öyle bir şey olsa bu takımlardan biri şampiyon
olduğunda diğeri neden şehrin bir taraflarını yakıp yıksındı? İstanbul diye bir
şehir vardı, İstanbul sevdası da vardı ama ortada İstanbul’lu diye biri yoktu.
Anadolu’da yaşayan ve İstanbul’u hayatında görmemiş İstanbul kulübü
taraftarlarının da bu selamı üzerlerine almaları için hiçbir sebep yoktu. Dolayısıyla
sayın bakanın selamı boşa gitmişti, hiç kusura bakmasındı.
Ülke futbolunun sahil-i selamete çıkması, gerçek anlamda
rekabet ve kalitenin temin edilmesiyle mümkündü(r), bunu fırsat buldukça ifade
etmeye çalışıyoruz. Ülke nüfusunun, ekonomisinin, dünyada eşi benzeri
görülmemiş bir şekilde bir bölgeye yığılmış olması pek çok alanda olduğu gibi futbolda
da ülkenin dengesini bozmakta, ortaya sağlıklı bir yapının çıkmasına engel
olmaktadır. Bunun için yurdun dört bir yanında cazibe merkezleri üretilmeliydi.
Evet, Özal döneminden bu yana Anadolu sermayesi güçlenmiş ve o sermaye AK
Parti’yi ortaya çıkarmıştır, AK Parti’nin de Anadolu’yu hepten boşladığı
söylenemez ama onlar da ağırlığı zaten anormal derecede büyümüş İstanbul’a
vermiştir.
Anadolu’ya göstermelik kabilinden yapılan birkaç yakışıklı
stadyum ile ülke futbolunda gerekli ve yeterli rekabet ortamı tesis edilemez.
Edilemeyince de Avrupa’da başarı maşarı elde edilemez. Bu sene olduğu gibi
arada bir denk gelir, o kadar. Hep söylediğimiz gibi, üç vakte kadar da canım
yurdumun dört bir yanında Avrupa kulüplerinin satış mağazalarını, irtibat
bürolarını görmeye başlarız. Sanırım kimse hâlâ tehlikenin farkında değil.
Sayın Bağış’ın hiç değil. Nasılsa futbol üzerinden olmasa başka şey üzerinden
selam söyler seçmenlerine…
08.05.2013 Taraf
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder