28 Kasım 2012 Çarşamba

Trabzon, Nyon, derken Eskişehir…


Trabzonspor taraftarı taa N’yon’lara gidip hakkını aramak için eylemler yaparken, evde işler pek de yolunda gitmiyor. Eskişehirspor geçen akşam Trabzonspor’u hem de tarihinde ilk kez olmak üzere kendi evinde evire çevire yendi.

Trabzon ilk gole kadar iyi oynuyordu, ilk golden önce elle oynama vardı, ikincisinde faul vardı, hakem görmedi, yan yattı, çamura battı yok. Bir olur, iki olur, her hafta mazeret olmaz. Eskişehirspor bu maçta çok üst düzey bir futbol oynamış olabilir. Biri çıkıp söyleyebilir mi “Eskişehir’in kadrosu Trabzon’dan iyidir” diye? İyi değilse performanslar arasında nasıl bu kadar fark olabiliyor o zaman? Kadrosu daha iyiyse daha beter. Neden Trabzonspor’un kadrosu rakibinden daha iyi değil? Transfer yapacak parası mı yok Trabzon’un? Olur mu böyle bir şeyin mazereti?

Böyle durumlarda derhal Şenol Güneş’e yükleniliyor, tecrübeli hocanın camiadaki büyük kredi ve saygınlığı etrafına güvenlik duvarı örüyor, taraftar arasında bitmez tükenmez bir tartışmadır sürüp gidiyor. Başkalarına karışmam, onlar yapıyor diye de kendilerini suçlamam. Fakat ben futbolu Şenol hocadan daha iyi bildiğimi iddia edemem, zaten komik olurum, bu sebepten ötürü de “şunu yanlış yaptı, bunu doğru yaptı” diye -yine kendi adıma söylüyorum- ukalalık etmem. Hele “istifa etsin, çeksin gitsin!” filan hiç demem, diyemem.

Ancak Trabzonspor camiasında istenmeyen bir durum var ve bunun da elbet bir sorumlusu. Bu sorumlu bensem elimden kalemi bırakayım da işler düzelsin. Şenol Güneş ise istifa etsin ve takım sahil-i selamete çıksın. Sahada oynayacağına milyonlarla ve başka şeylerle oynayan ise kulüple ilişkisi düzenlensin. Yönetimse kendine çeki düzen versin, veremiyorsa gitsin ve yerine başkaları gelsin.

Kaos olur, kargaşa olur, birlik ve beraberliğe en fazla ihtiyacımız olduğu şu günlerde…” gibi beylik ulus-devlet palavralarının faydası yok. Olağanüstü kongre yapılsa ve yönetim değişse bundan kötü mü olacak kulübün durumu? Sayın başkan Sadri Şener 2009 yazında durduk yerde kongreye gitmedi mi? Gitti de ne oldu?

Camianın ilgili dinamikleri dışarıda hak arama çabalarını sürdürüyor. N’yon’dan sonra sırada başka merkezler ve başka eylemler var. Bu eylemleri ve eylemlerin türevleriyle sonuçlarını başka bir zaman tartışırız, çünkü önemli. Önemli ama faaliyetine devam eden bir futbol takımı var ve orada da başka dinamiklerin görev yapması gerekiyor. Velev ki gerekli karar alındı ve şu meşhur kupa getirilip Trabzonspor’a teslim edildi. Tarihin sonu mu gelecek o zaman?

Trabzonspor, içinde yaşarken hiç bitmeyeceğini sandığı efsane yıllarda bir gelecek planlaması yapmadığı için 1984 sonrasında o kadar çileyi çekti. Yolda görsek tanımayacağımız futbolcularla gelen rahat şampiyonluklar muhteşem bir yanılgıya yol açtı, hep öyle gidecek zannedildi. Dönemin anormal şartlarında bu görülememiş olabilir, zaten olan olmuştur. Ancak Trabzonspor’un bugününe ve geleceğine şekil vermek konumunda olanlar sürekli değişen ve gelişen şartları hesaba katmak zorundadırlar. 

28.11.2012 Taraf

1 yorum:

  1. Trabzonspor son haftalarda galip gelirken bile kötü oynuyordu.

    Akhisar maçında erken 2 gol bulmasaydık hayatta o takıma gol atamazdık. Üstüne 2-0 önce geçtiğin maçta az daha puan kaybedecektik.

    Orduspor bizden iyi oynadı ama Olcan'ın uzun zaman sonra ilk defa kişisel becersini ortaya koyması (kısa süreliğine de olsa) galibiyeti getirdi. Ordu maçında galip geldik ama şansımız yanımızda olmasaydı mağlup oluyorduk.

    Eskişehir maçında bu hatalar iyice gün yüzüne çıktı ve kevgire döndük.

    Şenol Hoca sürekli kadroyla oynuyor. Bir ara takım toparlanırken Serkan ve Halil'i takımı monte ederek toparlanmasını durdurdu.

    Son olarak da bu takıma Zokora'nın yedeği olabilecek bir oyuncu almayanlara saygı ve sevgilerimi(!) sunuyorum..

    YanıtlaSil