11 Temmuz 2012 Çarşamba

Futbol bir aynadır...


Geçen yıl bu zamanlar, epeydir görüşemediğimiz değerli bir ağabeyle rast geldik ve bir süre sohbet ettik. Uzun yıllardır görüşememiştik ama gazeteci olduğumuz için bizi takip ettiğini söyledi ve hemen bir futbol sohbeti başladı. Futboldan anlayan ve benim hatırladığım dönemde yakından ilgilenen biriydi bu, öyle tuttuğu takım galip gelince sevinen, yenilince “Amaaan bana ne. Oynasın kazansınlar, dünyanın parasını alıyorlar, bana ne faydaları var?” diyenlerden değil.

Ağabeyimiz, uzun bir süre önce futbol dünyasındaki kirliliğe şahit olduğunu söyledi ve “demek ki bu düzen böyle işliyor. Ben de soğudum ve ilgilenmekten vazgeçtim” mealinde bir ifade kullandı. Az önce dediğimiz gibi futboldan öyle kolay vazgeçecek biri değildi ama demek öylesine büyük bir hayal kırıklığına uğramıştı ki, ortalama bir futbolseverin hayatında çok önemli bir yer tutan bir tutkudan kendini koparmıştı.

Bu davranış iyi niyetli ve asil bir duruşu işaret ediyor gibi görünse de bize göre hayli problemlidir.Futbol pek çoklarının gözünde boş ve faydasız bir meşgale olabilir. Tamam da bu eleştiriyi yapanların bütün zamanlarını kütüphane, laboratuar ya da muhtelif sanat faaliyetlerinde geçirdiklerini iddia etmek de sanırım komik olur. Herkes zaman ve enerjisinin bir bölümünü eğlence türü “boş” işlere ayırmaktadır, ayıracaktır da. Bu futbol olmayacaktır da başka bir şey olacaktır. Özellikle futbola alerji duyan hanımların ne kadarının zamanlarını televizyonda yayınlanan dizilere ve magazin programlarına ayırdıkları herhalde araştırılmaya bile gerek olmayan bir vakıadır.

“Hayli problemli” dedik. Bu problem, futbolu hayatın dışında, hayattan bağımsız bir olgu yerine koymaktan kaynaklanır. Futbol toplumun aynasıdır. Toplumun ahlak ve kültür düzeyi, yine toplumun futbolla ilişkisine birebir yansımaktadır. Söz gelimi futbolda şike varsa, hayatın her alanında olduğu için vardır. Hakeza yolsuzluk, adam kayırma, kısa yoldan başarıya ulaşma gibi bozukluklar da öyle.

Şöyle yapabilir miyiz? Sporda kirlilik hakim, onu terk et. Siyaset öyle, terk et. Sanat öyle, terk et. Ticaret öyle, terk et. İyi de bu saydıklarımız hayatın ta kendisi. Futbol da bütün bunların aynası. Her kirlenen yerden burnumuzu tuta tuta uzaklaşırsak, sonunda gideceğimiz yer kalmaz. O zaman ne yapacağız?
Bu bir tür kaçış psikolojisidir. Hayatın bütün sevimsizlik ve olumsuzluklarını bir kişi, kurum ya da kavramın üzerine yıkıp, ondan uzaklaşarak Dünya’nın Cennet olacağını vehmetmekten başka bir şey değildir. İnsanoğlunun fıtratında var olan Cennet hasreti de bu psikolojiye pek güzel bir zemin hazırlamaktadır.

İyiyle kötü Dünya durdukça savaşacaktır. Hayatın hiçbir unsuru diğerlerinden bağımsız değildir, birleşik kaplar teorisi misali. Futbol ya da bir başka alanın temizliği ya da kirliliği hayatın başka alanlarının temizliği ve kirliliğiyle doğrudan bağlantılıdır. Bu alanlardan birini terk etmekle sahil-i selamete çıkılamaz.

Hülasa: Futbol bir aynadır. Ona bakmamakla hiçbir şeyi düzeltemeyiz.

11.07.2012, Taraf

2 yorum:

  1. Bülent Hocam yazının genel fikrine katılmakla birlikte futbol dünyasındaki kirlilik nedeniyle futbolla araya mesafe koyma tavrını problemli bulmanı biraz problemli buldum. Belki yanlış anladığımdandır. Şike soruşturması süreci başından sonuna ele alındığında açık ara mağduru olan, takımın neredeyse iskeletini kaybeden Trabzonsporluların önüne futbolun yetkili kurulları, medya, siyaset vs. tarafından marka değeri adı altında endüstrinin çıkarları kondu.Haksızlığa karşı fazla ses çıkarmaması tavsiye edildi, zaman zaman tutulmayan sözlerle avutuldu, sesi çıktığında da duymazdan gelindi.Endüstriyel-popüler çıkarların her şeyi öncelediği böylesine yoz bir düzende, başta Trabzonsporluların lige göstereceği her tür teveccüh, maruz bırakılan orta oyununu meşrulaştırmaya hizmet etmektedir.2011-2012 sezonunda olan bu değilse nedir?Bu oyunu sizin dayattığınız ahlaki düzeyde oynamayı reddediyoruz demek bir seçenektir ve asla futbolu, sporu tümden reddetmek demek değildir.Trabzonsporlular Trabzonspor'dan ilgi ve muhabbetlerini eksik etmeden bu köhnemiş futbol düzenine anladığı dilden etkili cevaplar verme yollarını aramalı, bulmalıdır.Birşeyler değişene kadar, futbolla ilişkisini güç-başarı dangalaklığı üzerinden kurmayan tüm futbolseverler bu yolda buluşmalıdır.Ahlaksız bir dayatmayı reddetmek her şeyden önce onur sorunudur.

    Manuşak:)

    YanıtlaSil
  2. Ey gidi, gene eski dosttan fayda var. Teşekkürler Manuşak, buraları şenlendirdiğin için. Elalem sormaya devam etsin bakalım, “Taraf’ta devam, değil mi?” diye sormaya. :)

    Evet aziz dost, sanırım meramımı anlatamadım. Yazımın öznesi olan ağabey öyle mesafe koyarak mücadeleden filan söz etmiyor, o hepten bırakmış bu işleri. Ben de diyorum ki öyle yaparsak hadi futboldan kurtardık, ancak kirlilik her alanda aynı derecede söz konusu ve bizi her alanda rahatsız etmeye devam edecek. Hiçbir şey olmamış gibi davranmak olmaz tabii. :)

    Claudius

    YanıtlaSil