22 Ağustos 2012 Çarşamba

Genç Trabzonsporlular göreve…



Bir kulüp iyi yönetilirse başarılı, kötü yönetilirse başarısız olur. Mesele özünde bu kadar basittir. Başarı kavramı göreceli olabilir, o ayrı meseledir. Trabzonspor kulübü başarılı mıdır? Bizce değildir, o halde iyi yönetilmemektedir. Bu bir kötü niyet sonucu değildir, temelinde bir kuşak sorunudur. Takımın başarıdan başarıya koştuğu yılların konjonktürü mazide kalmıştır. Amma ve lakin yönetici zihniyet aynı hızla değiş(e)memiştir. Günümüzde gelinen noktadaki başarısızlığın esas sebebi budur. (Umarız değerli okurlarımız şike, kupa, transfer, Karabük maçı gibi konulara değil de büyük resme baktığımızı takdir ediyorlardır)

Trabzonspor yönetimi, genel anlamda Trabzon merkezde yaşayan ve oraya ait insanların tekelinde kalmış, bu insanlar bırakın başka vilayetlerden olan yönetici adaylarını, Trabzon’un ilçelerini bile dışlamışlardır. Ulaşım ve iletişimin günümüzdeki kadar gelişmiş olmadığı geçmiş dönemlerde bu yapı muhafaza edilmiştir, ancak ebediyete akıp giden zamanda Trabzon dışında ikinci ve üçüncü nesil Trabzonlular yetişmiş, aldıkları eğitim ve yaşadıkları çevreler itibariyle Trabzonspor’u çok daha yüksek noktalara taşıyabilecek vizyon ve kapasitede bir pozisyona sahip olmuşlardır. Ve artık bu insanların Trabzonspor’da yönetimi devralmaları zamanı gelmiştir.

Konu sadece genç Trabzonlular meselesi değildir. Çünkü Trabzonspor sadece Trabzonluların takımı değildir. Başta komşu vilayetler olmak üzere Türkiye’nin her yerinden çok değerli Trabzonsporlular vardır. En az Trabzonlular kadar takımlarına bağlı olan. Bu insanlarla kulübün arasında sağlıklı ve verimli bir iletişimin kanalları behemehal inşa edilmelidir.

Trabzon merkezdeki kesimin bu tatlı iktidarı kendiliğinden devir teslim etmesini beklemek kuşkusuz hayaldir. Bu tarihi görev, gerek Trabzon’da gerekse gurbette yaşayan aklı selim sahibi yeni nesillere düşmektedir. Başarıları hiç beklemediği anda kucağında bulmuş olan ve kaybettiği zaman ne yapacağını bir türlü kestiremeyen eski nesil Trabzonsporlulara değil, şampiyonlukları büyüklerinden peri masalı gibi dinlediği halde Trabzonsporlu olan ve Şenol Güneş’i dünya gözüyle doya doya izlemek bir yana, internet arşivlerinde birkaç dakikalık görüntüsünü bulunca sevincinden havalara uçan nesillere…

Yazdıklarımızla kimseyi tahkir ve tezyif etmek istemiyoruz. Ancak Trabzonsporlu babaların kollarından tutup maç izlemeye götürdükleri küçük çocuklar bir şeye benzemeyen futbol ve sıkıntılı sonuçlar karşısında kendi kendilerine “benim burada ne işim var?” diye sormaya başlarsa artık ne Şenol Güneş’in birkaç dakikalık görüntüleri para eder ne de peri masalları… Trabzon’daki değerli büyüklerimizin kulübün kuruluş ve renk tercihindeki zorlukları anlatmalarını da dinleyen kalmaz. Geçenlerde topluca maç izlediğimiz bir mekanda çocukların gözlerinde o sorunun işaretini görür gibi olduk da tüylerimiz ürperdi çünkü. 

22.08.2012 Taraf

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder