6 Şubat 2013 Çarşamba

Trabzonspor alternatifsiz değildir


Tek çiçekle bahar gelmez” denir ama kışın zorlu şartlarından bunalan ve tabiatın bir an önce uyanmasını bekleyenlere bunu anlatmak zordur. Genel tablo ne olursa olsun, galibiyet sonrası olumsuz, mağlubiyet sonrası olumlu şeyler yazmak ise daha da zordur. Fakat ilerleyen zamanlarda “ben zamanında bunları yazıp söylemiştim” diyebilirseniz, mutlak manada tutarlı ve yararlı bir fikir adamı olabilirsiniz. Yoksa kahvede kaçan golden sonra kaçıranın yedi sülalesini kalaylayan, bir sonraki (belki de aynı) maçta attığı golden sonra alkışlayan adamdan bir farkınız olmaz.

Biz, Şenol Güneş’in görevden ayrılmasından daha öte ve öncelikli problemler olduğunu düşünüyoruz. Hep söylediğimiz gibi bir kulübün başarısı ve başarısızlığı yönetimden sorulur. Başarısız teknik direktörü görevden almak (ya da istifasını kabul etmek) da bir yönetim tasarrufudur ve sonuçta kendilerinden beklenen başarıya ulaşmaya yönelik bir hamledir. Kafaları karıştıran, istifası kabul edilen teknik direktörün hem camia hem de Türk futbolu için herhangi bir isim olmayışıdır.

1993 senesinde Trabzonspor İstanbul’da Beşiktaş’a 7-1 yenildiğinde de kulüp başkanı Sadri Şener, teknik direktör Şenol Güneş’ti ve o zamanki yönetim teknik direktörü değiştirmek yerine kendisi görevden ayrılmayı tercih etmişti. Ardından yenilenen bir yönetim ve güven tazelemiş bir başkan, birkaç hafta sonra aynı teknik adamla rayına giren bir takım hatırlıyoruz. Sayın başkan bu sefer tercihini farklı yönde kullandı. İnşallah yerinde bir karardır, bekleyip göreceğiz.

Yukarıda “daha öte ve öncelikli problemler”den söz ettik. Biz saymadık bilmiyoruz ama bir büyüğümüzün ifadesiyle iki yılda sadece üç kez toplanabilmiş, teknik direktör istifasında bile toplanmaya gerek duymamış bir yönetimi ile Trabzon’daki maçlara gelmeye lüzum hissetmeyen bir başkanı var Trabzonspor’un. Biri çıksın da bunun sağlıklı bir yapının görüntüsü olduğunu söylesin. Ancak gel gelelim, Trabzonspor’da özellikle şike sürecinde yönetim dahili ve haricinde ortada başkandan başka bir aktör görünmüyor. Başkan görevini bırakacak ya da muhtemel ve müstakbel bir kongrede yenilecek olsa yerine gelecek kişinin kim olabileceği ve malûm süreçte nasıl bir tavır takınacağı bilinmiyor.

Bu bilinmezlik hali insanları travmatik bir koruma hissine itiyor. Başkanın bazı yanlışlarını görmezden gelmeye, hâttâ ileri giderek bazı yanlış tutumların Türkiye şartlarında yanlış sayılamayacağını iddia etmeye başlıyorlar. Tabii ki illegal şeylerden söz etmiyoruz, yoksa başkanın en önemli özelliği kulübün üzerindeki büyük şampiyonluk baskısına rağmen şikeli sezonda pisliğe bulaşmamış olması. Kredisi de büyük ölçüde buradan geliyor.

Kısa keselim, yerimiz dar ve oynayamıyoruz. Trabzonspor yönetimi alternatifsiz olmamalıdır ve bize göre değildir de. Fakat Sadri Şener görevi başında bulunsun bulunmasın, farklı isimlerin artık kendilerini bir şekilde göstermeleri, ciddi bir(er) alternatif olduklarını ortaya koymaları gerekmektedir. Milyonlarca mensubu ve yetişmiş insanı bulunan bir camia alternatifsiz olur mu? 1989’da başkan adayı olmadan kongre yapmıştı bu kulüp, çeyrek asırda hiç mi bir şey değişmedi?

06.02.2013 Taraf

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder