Trabzonspor Kasımpaşa karşısında çok kötü bir görüntü
sergiledi. 2-0 yenilmiş olmasının yanı sıra akıllara zarar bir futbol oynadı.
Oyun bu kadar kötü olunca, son dakikalarda hakemin iptal ettiği nizami bir
golle ofsayt gerekçesiyle iptal ettiği golde rakip defans oyuncusunun açıkça
elle müdahalesini görmemesine de insanın itiraz edecek mecali kalmıyor. Bu
hakem hataları ilk kez olmuyor. Trabzonspor en güçlü olduğu zamanlarda bile bu
şekilde muameleye maruz kalırdı ve üstesinden gelirdi.
İnsanın bir takım istese bile bu kadar kötü oynayamaz diyesi
geliyor. Bir futbolcu birbirine çok benzer iki pozisyonda topa aynı şekilde ve
aynı derecede kötü vurur da auta atar mı yahu… Daha beteri, ayağına en hâkim
futbolcularınızdan biri, kendi koridorunda akan bir kanat oyuncusu varken,
kendi yüzü de o yöne dönükken, topu debeleye debeleye rakibe kaptırır mı?
Ortada ya bir tür sabotaj var ya da psikolojileri ileri derecede bozuk bu
arkadaşların… Niyet itibariyle değil ama netice itibariyle sonuç fark etmiyor
işin acı tarafı.
Türkiye’de büyük takımların normal yollardan küme düştüğü
bugüne kadar görülmedi. (Anormal yollardan da görülmedi ya, biz bir ara öyle
bir şey olacak sandık. Neyse, dağıtmayalım.) Geçmiş yıllarda diğer büyük
takımlar da benzer pozisyona düştüler, örneğin 1976 senesinde Beşiktaş, son
hafta Trabzon’dan aldığı bir puanla kümede kalmıştır. O hafta şampiyonluğu
garantilemiş olan Trabzonspor’un Beşiktaş’a bir “güzellik” yaptığı söylenir ama
dediğimiz gibi söylenir. Doğruluk payı nedir bilmiyoruz. 1980-81 sezonunda son
derece kötü günler geçiren Fenerbahçe de averajla küme düşmekten kurtulmuştur. 3
sezon önce de Galatasaray çok kötü bir sezon geçirdi ve rakiplerinin alaylı
tezahüratlarına muhatap oldu.
Hiçbir yönetim kendi döneminde takımın böyle bir duruma
düşmesini istemez. Trabzonspor için “Şike süreci kulübü ve yönetimi yıprattı”
gibi bir gerekçeyi inandırıcı bulmuyoruz. Fenerbahçe çok daha zorlu günler
geçirdi ve hâlihazırdaki durumları o zorluklara nazaran hiç de fena değil.
Trabzonspor çok kötü yönetildi, halen de kötü yönetiliyor. Sadri
Şener’in gelecek kongrede yeni bir listeyle devam etmek azim ve kararlılığında
olduğu kulağımıza geliyor. Eğer bir daha anlaşmazlığa düştüğü için istifasını
istediği yönetim kurulu üyesi oralı olmaz, kendisi de onu görevden alma gücünü
gösteremezse hiç zahmet buyurmasın. Trabzonspor taraftarı kendi imkânlarıyla da
cinnet geçirebilir.
Sonra camianın kongreden korkmasına da gerek yok. Kaos falan
olmaz. 2003-2004 sezonunda takım yanlış hatırlamıyorsam üç farklı başkan ve üç
farklı teknik adamla çalıştı ve ligi 2. sırada bitirdi. Pekâlâ şampiyon da
olabilirdi ama Türkiye’nin kendine özgü şartları buna mani oldu.
Mümkün olan en kısa zamanda kongre kararı bekliyoruz. Aralık
ayına kadar beklemeden. Çok geç olmadan. Buzlar çözülmeden. Cevat Fehmi Başkut’un
ünlü eserini ve başrolünde Kemal Sunal’ın oynadığı sinema uyarlamasını
hatırlatmama gerek yok sanırım.
06.03.2013 Taraf
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder